Kendine bakmakÂ…
Hayrettin Karaman;Bugünku yazısında 'Kendine iyi bak' cümlesini kendine has üslubuyla açıkladı.
Bizim geleneÄŸimizde bir kimse ile buluÅŸtuÄŸumuz veya rastlaÅŸtığımızda selam veririz, duruma göre hal hatır sorarız, ayrılacağımız zaman da “Allah'a ısmarladık, kalın saÄŸlıkla, Allah'a emanet olun…” deriz, muhatabımız da bunlara uygun sözler söylerdi. Åžimdiler de deÄŸiÅŸen ahlakımızı, insana ve topluma bakışımızı tam olarak yansıtan bir laf çıktı ortaya: “Kendine iyi bak”.
Biri diÄŸerine “kendine iyi bak” diyorsa bunun iki manası olur: 1. “Benden ve baÅŸkasından sana fayda yok, sen kendi başının çaresine bak”. 2. “BaÅŸkası seni ilgilendirmez, baÅŸkası yüzünden rahatsız, dertli, fedâkâr olma!”
Ä°nsan haklarından ve demokrasiden söz edenler “birey, birey” diye diye, varoluşçular da “baÅŸkası cehennem” diyerek inanları bu hale getirdiler, bireyci ve egoist yaptılar.
Benim yetiÅŸme çağımda analar ve babalar geleceklerini evvel Allah çocuklarında görürler, “OÄŸlum büyüyecek, eline ekmeÄŸini alacak, eve bir de gelin alacağız, onlar bize bakacak, hizmetimizi görecekler, iÅŸte o zaman biz beÅŸ vaktimizi camide kılar, haccımızı yapar, kalan ömrümüzü huzur ve rahat içinde geçiririz” derlerdi.
Åžimdi gençler genellikle kendi buldukları biriyle evlenmeden önce ayrı ev ayarlıyorlar, anne ve babalarına da “Bunlardan ölünceye kadar daha nasıl faydalanabiliriz, onlar sayesinde kendimize nasıl çok ve daha iyi bakabiliriz” diye düşünüyor, buna göre planlar yapıyorlar. Kendileri daha müreffeh bir hayat yaÅŸamak ve bazıları da çevreleriyle yarışabilmek için karı koca çalışıyorlar, ya çocuk yapmıyor, ya geç ve tek çocuk yapıyor, eve bakıcı tutuyor, varsa annelerini ve babalarını hizmetçi gibi kullanıyorlar. Ä°ÅŸlerine yaramayacak aile büyükleri, anneler ve babaların yeri de huzur evleri oluyor.
Ä°ÅŸte “kendine iyi bak” neslinin insan, aile ve toplum anlayışı!
Bizim geleneğimizde başkasının haline aldırmadan kendine iyi bakmak değil, kendine hoşça bakmak, kendini tanımak, insan olmanın idraki ve şuuru içinde vazifelerini yapmak, bireyci değil, şahsiyetçi olmak vardır. Ne diyor Şeyh Galib:
Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen
Yani “Kendine dikkatli bak, kendini iyi tanı ve bil ki sen varlığın süzülmüşü, evrenin göz bebeÄŸi olan insansın”.
Kendini bilen ve tanıyan insan zorunlu olarak Rabbini de bilecektir; kendine ait bilgi ne kadar artarsa Rabbini o nispette tanıyacak ve “Rabbini bilen insan” olma yolunda tekamül ederek hayatı sürdürecektir.
İşte bu insan hodgâm (bencil) değil, dîğergâm (özgeci) olacak, kendi iyiliğini başkalarının iyiliği içinde bilecek ve görecektir. Büyük hakîmSa'dî-i Şîrâzî bu ahlakı ne güzel dile getirmiş:
Fukara gönlünü hoş etmeye bak
Kendi rahatını geriye bırak
Rahat yüzü görmez kimse dünyada
Kendi rahatını ararsa sade.
Henüz yorum yapılmamış.